top of page
ÜMİTLİYİZ DERGİSİ (3).jpg

30 YILLIK FARKLA ANNELER GÜNÜ

  • 11 May
  • 2 dakikada okunur

Mayıs ayının ikinci pazarı, yıllardan 1994’tü. Yani ben on yaşındaydım ve o gün anneler günüydü. Sabah büyük bir heyecanla uyanmıştım çünkü babamla beraber anneme çok güzel bir sürpriz hazırlayacaktık. Sıcacık yatağımdan kalkıp annemin yanına gitmiştim, yanağına bir buse kondurmuştum. Annem gülümseyerek ‘‘Haydi elini yüzünü yıka da gel, kahvaltı hazır olmak üzere’’ demişti. Hemen annemin dediği gibi elimi yüzümü yıkayıp mutfağa gitmiştim. Biraz zaman geçtikten sonra babam da mutfağa gelip yerine oturmuştu, gazetesini okumaya başlamıştı. Tam o sırada radyodan bir ses gelmişti: ‘’Evet sevgili dinleyicilerimiz, bildiğiniz gibi bugün anneler günü. Tüm annelerin anneler gününü en içten dileklerimizle kutlarız.’’ Radyodaki bu konuşmayı duyduğumuz zaman babam bana göz kırpmış, ben de ona gülümsemiştim. Derken annem de gelip yerine oturmuştu, kahvaltılarımızı yapmıştık. Annem sofrayı toplamaya başladığı zaman babam beni sessizce salona çağırmıştı. Babamla beraber salona geçip anneme yapacağımız sürprizi konuşmaya başlamıştık. Plan şuydu: Bahçemizdeki bir ağaca babam tırmanacaktı, karşısındaki ağaca da ben tırmanacaktım. Üçümüzün olduğu devasa fotoğrafın bir ucundan babam tutacaktı, diğer ucundan ben tutacaktım. Ardından anneme seslenecektik, o da bahçeye gelecekti ve sevinç nidaları arasında anneler gününü kutlayacaktık. Sonra aşağı inip ona aldığımız hediyeyi verecektik. Tabii bazı şeyler ters gitmeseydi…


Ağaçlara tırmanmıştık, babam bana fotoğrafı uzatmaya çalışıyordu. Ben de fotoğrafa uzanayım derken az kalsın -tişörtüm ağacın dalına takılmasaydı- ağaçtan düşüyordum. O an çok korkmuştum, ne de olsa baş aşağı bir şekilde havada duruyordum. Ben ağlayarak anneme sesleniyorken babam alelacele ağaçtan inmeye çalışıyordu. Tam annem geldiğinde bahçede ‘pat’ diye bir ses yankılanmıştı. Ağaca baktığımda babamı görememiştim, kafamı aşağı çevirince babam yerdeydi. Ben şaşkın şaşkın etrafa bakınırken annem kahkaha atmaya başlamıştı. O da haklı tabii; sonuçta çocuğu ağaçta asılı duruyor, eşi ise yerde kıvranıyordu. Zavallı babam da planın boşa gittiğine çok üzülmüştü.


Geçmişe dönüp tüm bu olanlara baktığımda ben de annem gibi gülmeye başladım, tek fark benim yanaklarımdan yaşlar süzülmesiydi. Neden mi? Çünkü bugün de mayıs ayının ikinci pazarı; ama yıl 1994 değil, 2025. Bu kez kızım ve eşim bana aldıkları hediyeyi vermeye geldiler. O sırada zamanın ne kadar hızlı geçtiğini düşünürken kızım neden hem gülüp hem ağladığımı merak etti. Annem hemen ona bu hikâyeyi anlattı, kızım çok gülüyordu. Bense bunun üzerine bu hikâyeyi sizlere de anlatmak ve duygularımı dökmek için elime kağıdı kalemi aldım ve yazmaya başladım. Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Annelerimizin çok kıymetli olduğunu ve onları üzmememiz gerektiğini hatırlatarak yazımı bitirmek istiyorum. Bu arada -radyodaki adamın dediği gibi- tüm annelerin anneler gününü en içten dileklerimle kutlarım.

Bengisu Huri MANTI

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
27 Aralık: Güneşin Ankara Ufuklarına Doğduğu Gün

27 Aralık 1919… Türk milletinin makûs talihine meydan okuyan bir sabah... Gri bozkırın ortasında ve soğuğun en derinlere kadar hissedildiği bir kış gününde, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlar

 
 
 
TÜRKÇEMİZİN ZENGİNLİKLERİ: YÖRESEL SÖZCÜKLER

Tarih boyunca Anadolu birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu yüzden Anadolu’nun her bölgesinde farklı kültürler egemendir. Hatta bu farklılıkları aynı bölgedeki farklı şehirlerde bile görebiliri

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page