ATATÜRK’ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
- 20 Şub
- 2 dakikada okunur
Atatürk’ün halk tarafından bu kadar çok sevilmesi, onun halktan biri olmasına dayanır. Her ne kadar bazı kişiler tarafından putlaştırılıp, tapılarak sevilse de o bizden, içimizden biridir. Atatürk de kendini her zaman halktan görmüş ve hiçbir zaman üstünlük taslamamıştır. O da tıpkı bizler gibi hayatın acı tatlı tecrübelerini yaşamış ve kendine özgü özellikler geliştirmiştir.
Artık herkesin bildiği kalıplaşmış biyografileri bir kenara bırakıp, hayatını Türk milletine adamış bu insanı biraz da farklı bir pencereden tanıyalım. Atatürk’ün çok bilinmeyen özelliklerinden bazıları;
En büyük hayallerinden biri bir dünya turuna çıkarak; bu turda Türk dili hakkındaki araştırmalarını geniş alanlara yayarak büyütmektir.
Anıtkabir müzesinde, Atatürk’ün okuduğu kitaplar bölümüne bakarak da anlaşılacağı üzere Atatürk kitaplarla her zaman çok yakın bir bağ kurmuştur. Fakat yüzlerce kitap arasından en sevdiği, Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı olmuştur. Bu kitabı cephelerde bile okuyarak her zaman yanında taşımıştır.
Atatürk giyim ve kuşama son derece önem vermiştir. Her zaman beyaz gömlek giymiş, takım elbiselerini çoğunlukla kendi tasarlamış ve her zaman lacivert takım elbise giymekten kaçınmıştır.
Atatürk her daim düzene çok önem vermiş bulunduğu ortamlarda eğri eşyaları her zaman düzeltmiştir.
En sevdiği yemek, askeri lise yıllarından kalan bir alışkanlık olarak kuru fasulye pilavdır.
Atatürk dans ve müziği çok sevmiş ve önem vermiştir. En sevdiği şarkı ‘Fikrimin İnce Gülü’, en sevdiği dans türü ise vals olmuştur.
Atatürk çok düzgün ve akıcı bir Türkçe konuşmasıyla beraber bazı kelimelerde Rumeli şivesi kullanmıştır.
Hayatı boyunca, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ne kadar büyük başarılara imza atmış olsa da hiçbir zaman tek başına tıraş olamamıştır.
Atatürk son zamanlarında cumhurbaşkanı olmuş olsa da neredeyse tüm hayatı kanlı savaşlarla geçmiştir. Buna rağmen savaş meydanları dışında kan gördüğünde fenalaşmıştır.
1937’de bir toplantıda söylediği şu sözlere kulak vermenizi istiyorum: “Bir zaman gelir beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Düşüncelerimi inkâr edenler ve bana karşı çıkanlar olabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar, o kadar özlü ve kuvvetlidir ki bu fikirler, Hindistan’dan Mısır’a döner dolaşır, gene gelir, verimli sonuçları kalpleri doldurur.”
Onun ektiği tohumlarız biz ve hep yeşereceğiz.
İrem BİLGİÇ
Comments