top of page
ÜMİTLİYİZ DERGİSİ (3).jpg

BAĞIMSIZLIK ATEŞİ

  • 19 May
  • 2 dakikada okunur

Cebren ve hileyle vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış, yurdun dört bir yanı bilfiil işgal edilmişti. İzmir’e giren Yunan ordusu çoluk çocuk demeden herkesi vahşice katlediyor, köyleri yakıyor, masum sivilleri öldürüyordu. Doğu’da Ermeniler Türkleri fırınlarda yakarak katlediyordu ama bunların hiçbiri Türk’ün yüreğindeki bağımsızlık meşalesini söndürmeye yetmezdi. O meşalenin ateşi büyüyecek, tüm bir Anadolu’yu kaplayacaktı. Yunan işgaline karşı sıkılan ilk kurşun Hasan Tahsin ile Yunan askerleri tarafından “Yaşa Venizelos” diye bağırması istenince yapamam “Kahrol Venizelos” diye bağıran, 22 yerinden sürgülenerek şehit edilen, akan kanı Türk bayrağına rengini veren Süleyman Fethi Bey ve daha niceleri büyütecekti bu ateşi.


Ama bu meşalenin yanması için bir kıvılcım lazımdı.


Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktı. Her şeyini ortaya koyuyordu. Türk; evsiz barksız kalabilir, aç susuz kalabilir, anasız babasız kalabilir ama vatansız kalamazdı. Bağımsızlık, Türk’ün karakteriydi. Atatürk, halka saklanan gerçekleri anlattı. İzmir’in işgalini, Ermenilerin Türk katliamını ve yaşadığımız diğer zorlukları. “Şayet bir gün çaresiz kalırsanız kurtarıcı beklemeyin, kurtarıcı kendiniz olun” diyordu Atatürk. O anda halk, çok derinden bir duygu hissetti. Giderek yüzeye çıkıyordu bu his. İlk önce ağızlarına tadı geldi, sonra vücutları titredi. Bu, Türk’ün damarlarında akan asil kandaki bağımsızlık duygusuydu.


Hangi çılgın zincir vuracaktı Türklere! Bağımsızlık, bizim özümüzde hep vardı. Hiçbir ülkenin boyunduruğu altına giremezdi Türk halkı. O sözü yaşatmalıydı : “Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal!”

Atatürk, Samsun’a bile güç bela çıkabilmişti. General Harrington’ın planı, Bandırma Vapuru’nu Karadeniz açıklarında batırmaktı. Atatürk, hep riskle burun buruna, iç içeydi. Çünkü o inanmıştı gençliğe, Türk milletine. “Bu güler yüzlü çocuklar, fedakâr analar, bu özgür ruhlu insanlar esaret altında yaşayamaz,” demişti.


Manda ve himaye kesin olarak reddedilmişti. Türk devleti, her durumda ve aldığı her kararda bağımsız olmalıydı. “Ya istiklal, ya ölüm!” denmişti. Bu sözün bir anlamı vardı.


İşte mücadele bu şekilde başladı. Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi… İktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit etmişlerdi. Bu yüzden bir başınaydı millet ama fedakâr kahramanları vardı: Şerife Bacı, Nene Hatun, Gördesli Makbule… Savaşlar yapıldı. Askerler cepheden cepheye koşturdu. Doğu Cephesi, Güney Cephesi, Batı Cephesi… Sırf göklerde kaşlarını çatmadan dalgalansın diye şanlı ay yıldızımız.

Silkeledik üstümüzden düşmanı. Bir parazit gibi yapışmışlardı bize. Hasta ediyordu tüm sistemlerimizi, zehirliyordu hepimizi. Hem içten hem dıştan bağımsızlığımızı engelliyor; Türk devletini, Türk milletini tarih sahnesinden silmek istiyorlardı ama en sonunda denize dökülmüş buldular kendilerini. Bunu kahraman, fedakâr, aziz Türk milleti başarmıştı! Bağımsızlık meşalesinin ateşi tüm yurdu kaplamıştı. Türk milletini tarih sahnesinden silmek isteseler de güçleri yetmemiş, silememişlerdi. Aksine adımızı altın harflerle yazdırmıştık şimdi tarihe.


19 Mayıs, bir kurtuluşun başlangıcıdır. Bir sessiz çığlığın bağırışa, hatta kükreyişe dönüştüğü andır. Unutturamazlar bize şanlı tarihimizi, unutturamazlar bize Atatürk’ü, unutturamazlar bize bağımsızlık duygusunu!

Ata’m, sen rahat ol. İşte bu yazdıklarım sana cevabımdır. Bu, her 19 Mayıs’ta çağıldayan gençliğin “bağımsızlık” kükreyişidir. Tüylerimizin diken diken oluşudur. Meydanlarda coşmamızdır. Gür alevleri korlayışımızdır. İşte bu gençliğin sana sözüdür Mustafa Kemal, işte bu gençliğin sana cevabıdır Başkomutan Atatürk: “SÖNMEYECEK ASLA O ANADOLU’NUN BAĞIMSIZLIK ATEŞİ!”


Oğuzhan Emir SARIKAYA


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜYORUM

Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri, Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri... Mustafa Kemal'i düşünüyorum

 
 
 
İSTİKLALE ADANMIŞ BİR ÖMÜR – 10 KASIM

Atatürk ömrünü Türk milletine adamıştır. Türk milletiyle bir bütün olarak istiklal yolunda verdiği mücadele, yurt içinden yurt dışına kadar herkese ilham olmuş ve hayranlık kazandırmıştır. Yıkılan kök

 
 
 
ATAMA MEKTUP

Ulu Önderime,    Sevgili Başöğretmenim. Belki kurtuluşa giden yolda elinize ulaşan zafer mektuplarından değildir ama zaferimiz var Öğretmenim. Sizlerin biz Türk gençliğine emaneti Cumhuriyet yüz yaşın

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page