top of page
ÜMİTLİYİZ DERGİSİ (3).jpg

Aylardan Mart!

  • 6 Mar
  • 2 dakikada okunur

     

       Mart ayı bizler için önemlidir. Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet devrimlerimizin  temel direği ‘’üç devrim’’ yasasının (Hilafetin, Şeriye ve Evkaf bakanlıklarının kaldırılması; Eğitim Birliği yasasının kabulü) yıldönümü 3 Marttır.  Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği Emekçi Kadınlar Günü ise 8 Mart.

Bu önemli tarihlerin arasında anlam köprüleri kendiliğinden kurulur. Üç devrim yasası, kadının bir efendinin kölesi olarak değil, aile, toplum, devlet, ve işveren  önünde eşit bir yurttaş olarak var olabilmesinin asgari temellerini atmaktadır. Kadın sadece aile içinde değil, toplumsal anlamda üretken olmadıkça, üretkenliğinin karşısında kazandığı paranın sahibi olamadıkça, boynu bükük kalmaya mahkumdur. Toplumsal anlamda üretken olmak ise, belli bir eğitim ister; dahası kadını sadece dişi bir varlık, soyun devamı için bir araç, bir günah nesnesi, veya erkeğin emrine verilmiş bir emek makinesi olarak görmeyen bir toplum düzeyi ve düzeni, yani laik bir toplum düzenini talep eder.

 

       Günümüzde git gide tüketim ekonomisinin bir bayramına dönüşen 8 Mart’ın tarihinde ise, acı bir olay yatar: Bu olay, 1857 yılında New York’da kadın işçilerin çalıştığı bir dokuma fabrikasında geçer : Kadınlar, kölece değil, makul çalışma saatleri ve makul ücretler için grev yapmaktadırlar;   grevi bastırmaya gelen polis, kadınları fabrikaya kilitler, o sırada çıkan yangında kilitli kalmış yüzü aşkın kadın can verir. Dikkat edilirse, olay kadın bedeni, düşük ücret, yani karşılığını bulamayan emek ve zulüm ile ilgilidir.

 

        Atatürk’ümüz, 1918 yılında Osmanlı devleti tarafından görevlendirme ile  gönderildiği,  o zamanlar  Avusturya – Macaristan imparatorluğuna bağlı Karlsbad şehrinde bir nevi sürgünde iken, güncesine kadınlar hakkındaki düşüncelerini yazarken, devrin ulaşım ve iletişim  yetersizliğinde, dünyanın taa öteki ucu olan ABD ‘nin New York şehrindeki dokuma işçisi kadınların kara bahtını duymuş muydu? Sanmam; ama onun sıra dışı, büyük ve duyarlı  dehası, gerek dünya gerek ülkemiz kadınlarının acı kaderindeki haksızlığın o derece farkında idi ki… Keşke tüm gençlerimiz, ‘’Mustafa Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları’’ adını taşıyan bu incecik kitabı bulup okusa da, ‘’insan Atatürk’’ü tanıma fırsatını bulsa; onun taa işin en başından beri, kadın meselesinin ayırdında olduğunu kavrasa!  Kadınların en başta kendileri, aile, toplum, yasalar, devlet ve işveren  tarafından,’’ saçı uzun aklı kısa’’ yani eksik birer insan değil, saygın birer tümlük,  eşit ve özgür birer yurttaş, tam birer insan  oldukları içselleştirilmedikçe, toplumsal mutluluğun mümkün olmadığının o kadar farkındadır ki Atatürk! Gerçekten de iç içe geçmiş halkalar gibi yükselen Cumhuriyet devrimlerinin kesiştiği noktada ‘’kadın’’ durur.

 

        BM 1970’lerde 8 Mart’ı,bu acı tarihi  ‘’Dünya Kadınlar Günü’’  ilan ederken, ve bunu imzacı devletlerde yasa ağırlıklı bir sözleşme olarak duyururken, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın, aşağılamanın, dışlamanın var olan geleneksel ve kültürel kökenlerini değişime uğratmayı, imzacı devletlere görev olarak bildirir. BM’nin önerdiği ve imzacı devlet olarak bizim ülkemizde de yasa geçerliliğinde olan bu sözleşme, aslında Kemalist devrimin anlamını dünya çapında yinelemektedir.

 

       Bu devrimi korumak bizim, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının  boynumuzun borcu değil midir?

 

       ‘’8 Mart’’ bizim için ‘’3 Mart’ı ‘’da hatırlama günü olmalıdır. 8 Mart’ın bayram havasında  kutlanması sakıncalı mı, hayır, ne münasebet, neşe güzeldir, neşe gereklidir;  düşünceyi uyuşturmadıkça! 8 Mart’ların ve 3 Mart’ların aydınlık düşünceleri , bayram havasında tüm ülkemizi kaplasın. 

Erendiz ATASÜ


ree

 

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜYORUM

Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri, Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri... Mustafa Kemal'i düşünüyorum

 
 
 
İSTİKLALE ADANMIŞ BİR ÖMÜR – 10 KASIM

Atatürk ömrünü Türk milletine adamıştır. Türk milletiyle bir bütün olarak istiklal yolunda verdiği mücadele, yurt içinden yurt dışına kadar herkese ilham olmuş ve hayranlık kazandırmıştır. Yıkılan kök

 
 
 
ATAMA MEKTUP

Ulu Önderime,    Sevgili Başöğretmenim. Belki kurtuluşa giden yolda elinize ulaşan zafer mektuplarından değildir ama zaferimiz var Öğretmenim. Sizlerin biz Türk gençliğine emaneti Cumhuriyet yüz yaşın

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page