top of page
ÜMİTLİYİZ DERGİSİ (3).jpg

HAYDİ HEP BERABER YERYÜZÜNÜN CENNETİ ANADOLU’YU KEŞFEDELİM

  • 25 Eki
  • 2 dakikada okunur

Öyle bir kâinatta yaşıyoruz ki gökyüzündeki gezegenlerin sayısı, dünyadaki kumsallarda yer alan tüm kum taneciklerinden daha fazla. Bu büyüklüğü düşünebiliyor musunuz? Gerçi ne kadar düşünmeye çalışsak da aklımız bunu algılamakta zorluk çekiyor. Bize çok büyük gibi gelen dünyamız ise bu azamet içinde bir nokta kadar bile yer işgal etmiyor.


Bizler ise bu sonsuzlukta, bu kadar güzel bir gezegende ve bu dönemde dünyaya geldiğimiz için çok şanslıyız.  Atalarımızın milyonlarca yıllık bilgi birikimini ve bin bir zorlukla geliştirdiği her şeyi hazır lokma gibi doğar doğmaz elde etmişiz. Yaşadığımız çağda ulaşım imkanları ve teknoloji en üst seviyede. Eskiden at üstünde veya yürüyerek aylarca süren yolları şimdi birkaç saat içinde katedebiliyoruz. Diğer büyük şansımız ise adeta dünyanın cenneti olan Anadolu’da, bu eşsiz topraklarda hayat bulmamız.

Anadolu -dünya haritasını gözünüzün önüne getirirseniz- dünyanın önemli bir stratejik yerinde konumlanmış ve adeta dünyanın merkezinde, tüm yolların kavşağında gibidir. Bu yüzden tarih boyunca birçok medeniyet bu topraklarda doğmuş ve hüküm sürmüştür. Tarihte birçok ilk, bu topraklarda başlamış, ilk para burada basılmış, ilk filozoflar burayı mesken tutmuştur. Dünyanın yedi harikasından ikisi Anadolu’da yer almaktadır.


Sadece tarih değil, üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu coğrafyası tüm doğal güzelliklere de ev sahipliği yapmaktadır. Dört mevsimin doyasıya yaşandığı ülkemizde deniz, göl, ırmak, dağ, orman ve akla gelebilen her türlü oluşumu görmek mümkündür. Ayrıca Pamukkale ve Kapadokya’da yer alan Peribacaları gibi dünyada eşi benzeri olmayan şaheserlere sahibiz. Anadolu’nun hangi yöresine gidersek gidelim, coğrafi işaretli ve o bölgeye ait yiyecek kültürü ile karşılaşabiliriz, zira bu topraklarda hemen hemen her türlü ürün yetişebilmekte.


Seyahati ve gezmeyi sevenler için geriye kalan bu güzellikleri yerinde görmek ve beş duyuya hitap edecek seyahatlerle unutulmaz anlar yaşamaktır. Yerinde göreceğiniz her şey önce gözünüzde, yiyeceğiniz her yöresel ürün damağınızda, koklayacağınız her çiçek ve bitki burnunuzda, dinleyeceğiniz her yöresel müzik ve folklor kulağınızda, dokunacağınız her şey vücudunuzda bir etki bırakacaktır. Böylelikle beş duyunuza hitap eden geziniz siz yaşadığınız sürece hayat albümünüzde kalacaktır. Gezmeden televizyon, kitap, sosyal medya gibi araçlarla edinilen bilgiler ise belli bir süre sonra unutulacaktır. Atalarımız “çok okuyan değil, çok gezen daha çok bilir” diye boş yere dememişler. 

Benim tavsiyem her nerede olursak olalım artık -büyük fotoğraf makinalarına ve kameraya ihtiyacımız olmadan- hepimizin elinde mevcut olan cep telefonları ile öncelikle o yörenin gezilecek yerlerini belirleyerek gezi rotası oluşturmanız, buralarda bolca görüntü almanız ve yöresel yiyeceklerin tadına bakmanız. Bunun için uzaklardan değil, önce yaşadığınız yerden başlayın. Daha sonra suya atılan taş misali suda halkalar nasıl genişliyorsa, siz de sınırlarınızı genişletip gezmeye devam edin. Yapılan seyahatlerle, gezme ve görmenin ruhunuza nasıl da iyi geldiğini, ayrıca sizi saran okul veya çalışma hayatının negatif etkilerini attığınızı da göreceksiniz. 


Bu arada, çektiğiniz fotoğraflardan en çok beğendiğiniz birkaçını bastırmanızı ve kronolojik olarak sıralayarak korumanızı öneririm. Çünkü telefonlar bozulur veya kaybolursa tüm emekleriniz boşa gidebilir. Bunları önce bilgisayarda yedekleyip sonra her gezi için seçtiğiniz fotoğraflardan oluşan bir albüm ile hem kendi eserinizi yaratabilir hem de gelecek nesillere bir anı bırakabilirsiniz.

En başta belirttiğim sonsuzluk içinde ve bize ayrılan kısa yaşam süresince mecburiyetlerimizin dışındaki zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Unutmayalım ki, bu dünyada yediğimiz-içtiğimiz, gezdiğimiz-dolaştığımız anlar yanımıza kar kalacak. Bu düşünceyi özümsedikten sonra ise halihazırda yaşadığımız cennetten bir parça olan Anadolu sizlere çok sayıda ve çeşitte gezi fırsatı sunacaktır.


Okan ÖZBEK




 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜYORUM

Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri, Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri... Mustafa Kemal'i düşünüyorum

 
 
 
İSTİKLALE ADANMIŞ BİR ÖMÜR – 10 KASIM

Atatürk ömrünü Türk milletine adamıştır. Türk milletiyle bir bütün olarak istiklal yolunda verdiği mücadele, yurt içinden yurt dışına kadar herkese ilham olmuş ve hayranlık kazandırmıştır. Yıkılan kök

 
 
 
ATAMA MEKTUP

Ulu Önderime,    Sevgili Başöğretmenim. Belki kurtuluşa giden yolda elinize ulaşan zafer mektuplarından değildir ama zaferimiz var Öğretmenim. Sizlerin biz Türk gençliğine emaneti Cumhuriyet yüz yaşın

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page